27 Ekim 2014 Pazartesi

Nine Lives

 


Amerikan bağımsız yönetmeni Rodrigo García'nın 9 plan sekansta 9 kadının hayatının önemli bir olayı fikriyle yola çıktığı Nine Lives "kesişen hayatlar" teması altında son derece orijinal ve kaliteli bir film.2000'ler sinemasında özellikle Alejandro González Iñárritu'nun başını çektiği kesişen hayatlar filmi bu defa Iñárritu'nun yapımcı koltuğunda oturduğu Rodrigo García'nın ise yönetmen ve senarist olduğu Nine Lives da alışılmışın dışında bir fikirle karşımıza getiriliyor.Her biri yaklaşık 10-15 dakika arası olan dokuz bölümde dokuz farklı kadının yaşamından bir kesit ekrana getirilirken hikayedeki tipler ise birbirleriyle karşılaşıyor.


İlk hikayede hapishanede bir kadının kızıyla konuşmak istemesi, ikinci hikayede markette iki eski sevgilinin yıllar sonra karşılaşması ve içlerindeki derin duyguları deşmesi, üçüncüde aile içi bir sorundan dolayı evi terk eden bir kızın eve dönmesi, dördüncüde bir çiftin kavgası, beşincide okula gitmek için annesiyle babası arasında kalan bir kızı, altıncıda bir kadının eski kocasıyla bir cenaze töreninde yaşadıkları, yedincide bir kadının yasak ilişkiye girmesi, sekizincide hastanedeki bir kadın son hikayede ise mezarlıkta bir anne ve kızı anlatılmaktadır.


Nine Lives elleri çok uçlara açılan bu dokuz hikayede de kadın karakteri odağına alırken onların yaşamındaki dönüm noktalarını ekrana getiriyor.Kuşkusuz sadece bu kesiti sunması seyirciyi hikayedeki bilinmeyenler üzerine düşündürmeyi başarıyor.Rodrigo García özellikle bazı hikayeleri o kadar iyi yazmış ki hikayenin geçmişi, sonrası ve bilinmeyenleri hakkında izleyicisini bolca düşündürmeyi başarıyor.Bu da filmin en etkileyici tarafı oluyor.Hatta kesişen hayatlar fikri arka planda kalıyor.Son derece etkileyici yazılan hikayelerden sadece 10-15 dakikalık bir kesit izletilip gerisinin seyirciye bırakılması olayları daha etkileyici kılıyor.Tabi bu noktada García'nın yazdığı dokuz hikaye büyük önem taşıyor.Çünkü dokuz hikayenin hepsinin de aynı derecede iyi olduğu söylenemez.Bazı hikayeler seyirciyi çarparken bazıları unutulup gidiyor, üzerine düşünmüyorsunuz bile.Bu da yazılan hikayenin etkileyiciliğine bağlı tabi.Dokuz bölümün dokuzunun da aynı derece etkileyici olmaması filmin kan kaybetmesine neden oluyor.Kendi adıma 2,3 ve 9'uncu hikayeleri çok iyi bulurken, 4 ve 8'inci hikayeler beni hiç tatmin etmedi.Favorim ise kesinlikle markette karşılaşan iki eski sevgilinin geçmişi deştiği ikinci bölüm.Yıllar sonra karşılaşan ikili evli olmalarına rağmen markette birbirlerine karşı itirafları geçmişte nasıl bir ilişkileri olduğu ve ne oldu da ayrıldılar gibi soruları üzerine etkileyici bir bilinmezlik yaratıyor.Sanırım her hikaye ikincisi kadar güzel olsaydı film başyapıt seviyesine erişebilirdi.

 


Nine Lives etkileyici hikayelerinin yanında Rodrigo García'nın üzerine çok iyi çalışılmış dokuz plan sekansı ve oyuncu performanslarından da büyük güç alıyor.Rodrigo García kesintisiz çektiği dokuz planda hem anlatım hem de yönetmenlik olarak gerçekçi ve dramatik bir atmosfer oluşturmayı başarıyor.Bu zor sahnelerde ne yönetmenlik ne de oyuncu performansları aksıyor.Her bir oyuncu yaklaşık 10-15 dakika boyunca kesintisiz performansların altından çok iyi kalkıyor.Robin Wright'dan LisaGay Hamilton'a William Fichtner'dan çıkışını bu filmle yapan Amanda Seyfried'a kadar herkes rolünün üstesinden çok iyi geliyor.Dediğim gibi oyuncu performansları filmin en büyük kozlarından biri.

 

Nine Lives orijinal fikrini kaliteli bir şekilde filme aktarmayı başarmış.Hayatla ilgili kolları çok uç noktalara açılan hikayeleriyle seyircisini etkilemeyi ve düşündürmeyi başarıyor.Hikaye kalitesinin genele yayılmaması ise filmi daha unutulmaz noktalara erişmesini engelliyor.


PUAN:7.5   NOT:B+

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder