12 Aralık 2013 Perşembe

The Counselor


 

1937 doğumlu olmasına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle film çekmeye devam eden ingiliz yönetmen Ridley Scott'ın son filmi 'The Counselor' gerek yönetmeni gerek yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu gerekse de senaristi Cormac McCarthy'nin varlığı sebebiyle yılın başında benim için 2013 yılı içerisinde en çok merak ettiğim filmdi.Aslında yönetmen Ridley Scott oldukça garip bir kariyere sahip.Kariyerinin ilk yıllarında sadece başyapıt olmakla kalmayıp sinemada bazı taşları yerinden oynatmayı başarmış filmlere imza atan usta yönetmen R.Scott kariyerinin devamında inişli çıkışlı bir grafik izledi.Ben bu durumu birazda bugüne kadar hiç bir filminin senaryosunu yazmayan Ridley Scott'ın eldindeki malzemeye bağlı olduğunu düşünüyorum.R.Scott elinde güçlü bir senaryo varsa ondan başyapıt çıkarabilecek ,elinde çok iyi bir senaryo yoksa onu çokta ileri götüremeyecek bir yönetmen gibi geliyor bana,lakin 'The Counselor' da bu durumun bir örneği gibi.

 

Sinemaya uyarlanan 'The Road' ve 'No Country For Old MEN' gibi filmlerin kitaplarının yazarı Cormac McCarthy ilk film senaryosu denemesi olan 'The Counselor' senaristin yazdığı güçlü ve dibi dolu diyaloglara rağmen genel anlamda başarısız senaryosu yüzünden belli bir seviyenin ilerisine gidemeyen bir film olmuş.Uyuşturucu işlerine bulaşan ve herkesin 'Counselor' (Michael Fassbender) olarak hitap ettiği bir avukatın uyuşrutucu işine girmesini ve klasik uyuşturucu odaklı şuç filmlerdeki gibi,ardından karışan olayları anlatmakta.Bir taraftan karışan olaylarla birlikte kendisinin ve sevlisinin hayatı riske giren 'Counselor',diğer taraftan sexi ve kötü roldeki Cameron Diaz,değişik saç stiliyle gördüğümüz Javier Bardem ve filme renk katan Brad Pitt.

 

Filmi,Michael Fassbender ve çok sevdiği sevgilisi 'Laura'nın (Penélope Cruz) yataktaki yoğun cinsel diyalog içeren bir sahneyle açıyor Scott.Filmdeki karakterler arasında cinsellik,ahlaki değerler,toplum yapısı hakkında dibi dolu,üstünde düşünülmüş,güçlü diyalogların geçtiğini görüyoruz.Bu da zaten Cormac McCarthy'den alıştığımız bir şey fakat filmin genelinde senaryoyu iyi ele alamayan yazar/senarist McCarthy filmin zayıf tarafını oluşturuyor.Usta yönetmen Ridley Scott'ın son derece kaliteli yönettiği aksiyonu az diyaloğu bol filmde yönetmen sabit açılı kamera ve iyi bir kurguyla ele alıyor hikayeyi.Özellikle temponun arttığı sahneleri çok iyi çektiğini söylemek lazım.Başta Michael Fassbender ve Cameron Diaz olmak üzere Javier Bardem,Penélope Cruz ve Brad Pitt'li kadro oldukça başarılı performanslar gösteriyorlar.Görüntü yönetmeni Dariuz Wolskinin yanında filmin müziklerini besteleyen Daniel Pemberton'un da hakkını teslim etmek lazım.

 

The Counselor,benim yüksek beklentimi karşılamamasına rağmen Ridley Scott'ı ve kadrosuyla belirli bir seviye üstü suç filmi olduğunu düşünüyorum.Açıkçası ben sinemadan mutlu ayrıldım.Film;temponun ve gerilimin yükseldiği sahneler,yer yer karakterler arasında geçen güçlü diyaloglar ve tabiki Cameron Diaz'ın arabayla yaptığı hafızalara kazınan sex sahnesi dışında ne derece kalıcı bir suç filmi olur bilmiyorum ama klasik Amerikan sinemasının suç filmlerini özleyenler için iyi bir seçim olabilir.


PUAN:7   NOT:B



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder