14 Aralık 2013 Cumartesi

The Hobbit: The Desolation of Smaug


İlk olarak  2001 yılında The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring  ile içine girdiğimiz Orta Dünya macerasının öncesini anlatan Hobbit üçlemesinin ikinci filmi  The Hobbit: The Desolation of Smaug ilkinin çok gerisinde bir devam filmi olmuş.Serinin yazarı J.R.R. Tolkien'in yarattığı muhteşem dünya Peter Jackson'ın yeteneğiyle birleşince sinemada devrim yaratan 'The Lord of the Rings' üçlemesi doğmuş ki bu aynı zamanda dönemin insanlarını sinemanın büyülü dünyasıyla tanıştıran bir hit haline dönüşmüştü.Açıkçası bende yaşımdan dolayı sinemanın büyülü dünyasıyla ilk olarak 'The Lord of the Rings' ile tanışanlardanım.Her neyse,zaten The Lord of the Rings üçlemesinin büyüklüğüne değinmeye gerek yok ,asıl konumuz tek bir kitaptan üç film çıkarma işine giren Peter Jackson'ın bizim bildiğimiz Orta Dünyayı yavaş yavaş sıradan bir sinema eğlencesine dönüştürmeye başlaması ki bu da bana fantastik sinemaya zirve noktasını yaşatan Peter Jackson'ın yavaş yavaş özgünlüğünü kaybetmeye başladığını düşündürüyor.


İlk olarak benim Peter Jackson'ın tek kitaptan üçleme çıkarmasıyla ilgili bir sorunum yok.Çünkü Tolkien'in yarattığı dünya o kadar ilgi çekici ve mükemmel ki beni hiç sıkmıyor üstelik gerçek dünyadan bir süreliğine kopmamı sağlıyor ve daha fazla içine girme isteği uyandıryor.Fakat,serinin ilk filmini de beğenen biri olarak,yeni film Lord of the Rings'ten alıştığımız o etkileyiciliği bir türlü yakalayamıyor ,sadece bizi tekrardan orta dünyaya götüren fantastik macera düzeyi yüksek olmasına karşın etkileyiciliği düşük bir film olarak karşımıza çıkıyor.


Film Bilbo ve cücelerin Erebor'a giderken elflerle yaşadığı macera ve son kısımlarda da Bilbo'nun Smaug'la olan yüzleşmesini anlatırken bir taraftan da Gandalf’ın başından geçenleri anlatmakta.Bu defa ilk filmde olduğu gibi bir komedi yapma çabası yok,daha çok aksiyon ve macera var.Filmin bizi tekrardan Orta Dünyaya götürdüğüne şüphe yok.Özellikle film muhteşem bir prodüksiyon tasarımına sahip .Bunun yanında görüntü yönetimininde başarısını söylemem gerek.Benedict Cumberbatch'ın seslendirdiği Smaug'unda olabildiğince iyi yansıtıldığını düşünüyorum.Filmle ilgili hiç beğenmediğim bir şey ise özellikle cücelerin kaçış sahnesi başta olmak üzere dövüş sahnelerinin Lord of the Rings'te alıştığımızın dışında fazlaca gerçekçilikten uzak,abartılı ve karman çorman bir halde olması.Özellikle Legolas eskiden hatırladığımız gibi kalsaydı daha iyi olurdu.Filmin ses,kostüm tasarım ve saç-makyaj gibi teknik başarılarına da parantez açmak gerek.

 

Ben hala serinin üçüncü filmi The Hobbit: There and Back Again'i merak edenlerdenim.Peter Jackson'ın üçüncü filmde daha karanlık ve etkileyici bir filmle gelmesini diliyorum.Herşeye rağmen Tolkien'in o yaratıcı dünyasına tekrardan girmenin zevkini alabildiğimiz ama onun ötesine gidemediğimiz bir film olmuş.


PUAN:6.8   NOT:B-


2 yorum:

  1. Bu film için sinemaya gidilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orta dünya hayranıysan gidilir. filme gidip kendi kararını kendin verebilirsin,

      Sil